Menü Kapat

Çay

Gülveren GÜNDOĞLU

Çay coğrafi terim olarak dereden büyük, ırmaktan küçük olan akarsu demektir. Bitki adı olarak çay adı, dünyaya Çin’den “çah” karakterinin değişik telaffuzlarından biri olarak yayılmıştır.

Çayın, ilk defa M.Ö. 2737 yılında Çin imparatoru Shen Yung’ın çay bitkisini tesadüfen sıcak suya düşürmesi sonucu keşfedildiği efsanesi anlatılır. Çay ilk olarak M.Ö. birinci yüzyılda Çin’de ortaya çıkmıştır.

Çay çeşitli bitkilerin farklı kısımlarının kaynatılıp, süzülüp, sıcak veya soğuk olarak tüketildiği bir içecektir.

Yaygın olarak kullanılan çay, çay bitkisinin yapraklarının fermentasyonu, ısıtılması ve kurutulması sonucunda elde edilen siyah toz halindeki bir üründür. Bu ürün sıcak su ile demlenerek lezzetli bir içecek elde edilir. Çay bazen limonlu, bazen başka meyve ve bitkilerin karıştırılmasıyla elde edilen bir karışım şeklinde de tüketilebilir..

Çay Avrupalıların hayatına 1610 yılında girmiştir.

Türkiye’de ilk defa 1787’de Japonya’dan getirilen çay tohumları ekilmiş ve Türk milleti de çayın tadına bakmıştır. Bir daha da bırakmamıştır.

Zihni Derin adında bir eğitimci ve ziraatçinin çay tarımına başlamasıyla, çay hayatımıza tam olarak yerleşmiştir. Zihni Derin, Türkiye’de çayın babası olarak bilinmektedir.

İlk yaş çay yaprağı hasadı ve kuru çay üretimi 1938 yılında gerçekleştirilmiştir. 1940 yılında çıkarılan çay kanunu ile de ülkemizde çaycılık güvence Altına alınmış ve çay bahçeleri kurmak isteyen insanlara ruhsat alma mecburiyeti getirilmiştir.

Yurdumuzda ilk çay fabrikası 1947 yılında, günde 60 ton kapasiteyle, Rize’de Merkez Çay Fabrikası adıyla çay üretimine başlamıştır. Rize’ye çayı ilk getiren kişi Rize Ziraat Odası müdürü olan Hulusi Karadeniz’dir. Türkiye’de üretilen toplam çayın %85’i de Rize’de üretilmektedir. Ordu ve Giresun’da da bir miktar çay yetiştirilmektedir.

Çay dünya üzerinde pek çok ülkenin milli içeceği gibi olmuş durumdadır. Eskiden Türklerin milli içeceği ayrandı. Artık ayran bu unvanını çaya kaptırmış gibi görünüyor. Çünkü ayran daha çok kırsal alanlarda, hayvan yetiştirilen yerlerde içiliyordu. Şu anda Türkiye nüfusunun çok fazlası şehirlerde yaşadığı için ayran yerine kırsal alanlardaki insanlar da çay içiyorlar. Köylerde yaşayanlar günümüzde inek, koyun veya başka bir hayvan yetiştirmiyorlar. Köylüler şehirden hayvansal ve tarımsal ürünler alıyorlar. Tersine bir ürün transferi yapılıyor yani.

Yeni nesil gençlerimiz içinde filtre kahve içme alışkanlığı giderek yaygınlaşmasına rağmen, çayın yerini tutması mümkün değil.

Bizim gibi Çinliler ve İngilizler de çayı çok severler ama onların çay sevgisi bizimkinden biraz daha farklıdır. İngilizler çayı sütlü içiyorlarmış. Çinliler de bizim bildiğimiz çaydan biraz değişik, yeşil çaya benzeyen bir çayı içiyorlar. Binbir çeşit bitki çayları da yanında içiliyor.

Bizde çay pek çok şeyi çağrıştırıyor. Çay saati deyince akşam üzeri, yanında pastalarla böreklerle birlikte dost sohbetleri eşliğinde içilen çayı anlıyoruz. “Gönül ne çay ister ne çayhane, gönül muhabbet ister çay bahane.” Ya da, “Çay bahane, dostlarla beraber olmak şahane. ”diyerek çayın dostları ve dostlukları çağrıştırdığını anlarız.

Biz, bir insanın en yakını olan kişiyi; “Çayı ocağa koy geliyorum.” diyebileceği kişiler olarak anlıyoruz. İşte bu kişiler insanın kardeşi gibi, hatta bazen kardeşinden bile daha yakını olan dostlarıdır. İnsanın, ne kadar bu şekilde yakın bulduğu dostu varsa o kadar zengindir. Çünkü asıl zenginlik gerçek dosta sahip olabilmektedir.

Bir de genellikle ev hanımları arasında yaygın olan kadınlar günü var. Bazen ayda bir, bazen haftada bir, kadınların toplanıp birlikte güzel vakit geçirdikleri bir günü hatırlatıyor bize. Bu günlerde genellikle kadınlar hünerlerini sergiledikleri, görünmez bir rekabet içinde oldukları için, çayın yanında ikram edilen yiyecekler adeta bir şölen kıvamında oluyor. Bu şölende çay su gibi akıp gidiyor.
Çay molası, ara dinlenme anlamına gelmektedir. Çalışan insanlar, yemek molasının dışında genellikle günde, öğleden önce ve öğleden sonra olmak üzere, iki defa çay molası yapmaktadırlar.

Çay partileri; İnsanların bireysel olarak yakınlarını çay ve diğer ikramlıklarla ağırlamasına çay partisi denmektedir. Bir de kurumların verdiği çay partileri var. Mesela bir okul, tüm velilerini davet ederek bir toplantı düzenler. Velileriyle bir konu hakkında sohbet havasında bilgilendirme söyleşisi veya duyuru yaparak çay partisi vermiş olmaktadır.

Tarihte, “Boston Çay Partisi” olarak bilinen bir protesto eylemi gerçekleştirilmiştir: Bu eylem, Amerika’daki kolonilerin Büyük Britanya’dan gelen yüksek vergili çayı ve Büyük Britanya’yı protesto etmek için 16 Aralık 1773 yılında, Boston limanında İngiliz gemilerindeki tonlarca çayı, Kızılderili kılığına girerek denize dökme eylemidir

Bir yanıt yazın