Menü Kapat

TYB Ankara Şubesinde “Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri” Konuşuldu

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Ankara Şubesi’nin düzenlediği “Kitap İncelemeleri” programında bu hafta, Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’nın önemli eseri Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri ele alındı. Programın sunumunu Eğitimci-Yazar, TYB üyesi ve Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği (MEYAD) Genel Başkanı İsmail Akgün gerçekleştirdi.

Akgün, konuşmasında Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’nın hayatı ve akademik çalışmalarına değinerek sözlerine başladı. 1944 yılında Siirt’te dünyaya gelen Sırma’nın Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun olduktan sonra Fransa’da İslam Tarihi alanında doktora yaptığını, Tunus’ta ise Arapça eğitimi aldığını hatırlattı. Atatürk Üniversitesi Yüksek İslam Enstitüsü ve Sakarya Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan Sırma’nın, hem akademik hem de entelektüel alanda değerli eserler verdiğini vurgulayan Akgün, “Muhammed Hamidullah’tan Makaleler” adlı çevirisiyle Türkiye Yazarlar Birliği tarafından verilen 1986 Çeviri Ödülü’ne layık görüldüğünü de ifade etti.

Ardından kitabın içeriğine dikkat çeken Akgün, Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerlerinin aslında 1982’de İstanbul’da düzenlenen 4. Milletlerarası Türkoloji Kongresi’ne tebliğ olarak sunulduğunu, daha sonra kitaplaştırılarak 20’nin üzerinde baskı yaptığını belirtti. Kitabın yalnızca bir tarih araştırması olmadığını vurgulayan Akgün, eserin günümüze yönelik çıkarımlar barındırdığını şu sözlerle dile getirdi:

“Prof. Dr. Sırma’nın bu eseri, Haçlı Seferleri’nde kullanılan amaçların ve yöntemlerin modern dönemde misyonerlik faaliyetleri üzerinden sürdürüldüğünü gösteriyor. İngiliz Sömürge Bakanlığı, Protestan Kilisesi, Misyoner Teşkilatı ve onun bir şubesi olan Farmasonluk gibi yapılar, ortak bir hedef doğrultusunda çalışmışlardır. Bu kitap, o yapıları ve niyetlerini gözler önüne sererek bizlere ders çıkarma imkânı sunmaktadır.”

Akgün, kitabın özellikle İngiliz misyonerlerinin Osmanlı coğrafyasında yürüttüğü faaliyetlere dair çarpıcı örnekler sunduğunu aktardı. Yemen’de doktor kimliğiyle halkın arasına giren misyonerlerden, kadın kimliğiyle haremlere nüfuz eden ajanlara kadar farklı yöntemlerle yürütülen çalışmaların altını çizdi. Bu faaliyetlerin temelinde Osmanlı’yı zayıflatmak, Arap-Türk birlikteliğini bozmak ve İslam dünyasında fitne tohumları ekmek olduğuna dikkat çekti.

Kitapta yer alan propagandalara değinen Akgün, misyonerlerin özellikle Osmanlı’yı “İslam medeniyetini gerileten bir güç” olarak gösterme çabasını hatırlatarak şunları söyledi:

“Osmanlı’yı kötüleyerek Araplarla Türkler arasına nifak tohumları ekmek için büyük bir çaba gösterilmiştir. Ne yazık ki bugün yaşanan bazı bölünmelerin arkasında bu tarihî fitnelerin izlerini görmek mümkündür.”

İsmail Akgün ayrıca, misyoner teşkilatlarının çalışma biçimine de değindi. Zeki İngiliz çocuklarının küçük yaşta özel programlarla yetiştirildiğini, dil ve dini bilgilerle donatıldıklarını, ardından farklı ülkelerde görev almak üzere gönderildiklerini belirtti. Osmanlı’ya gelen bu kişilerin Türkçe, Kürtçe, Farsça ve Arapça’yı ileri seviyede öğrendiklerini, dini bilgilerde ise bir müftü kadar donanımlı hale geldiklerini söyledi.

Programın sonunda Akgün, eserin günümüz açısından taşıdığı önemi şöyle özetledi:

“Bu kitap bize şunu hatırlatıyor: Müslümanların arasına nifak sokmak isteyenler dün olduğu gibi bugün de farklı yöntemlerle karşımıza çıkabilir. Bunun panzehiri ise kendi kimliğimize, ahlaki ve dini değerlerimize sıkı sıkıya bağlı kalmak, yönetimde ehliyet ve adalet ilkelerini hâkim kılmaktır. Her Türk’ün, her Müslüman’ın ve her vatanseverin bu kitabı okuması, tarihten dersler çıkarması gerekir.”

TYB Ankara Şubesi’nin düzenlediği kitap incelemeleri, farklı yazar ve araştırmacıların eserlerini gündeme taşıyarak okuyuculara tarih, kültür ve düşünce dünyasında yeni ufuklar kazandırmaya devam edecek.

 

Bir yanıt yazın